13 Ocak, 2011

Otobusgezerin düsü

Bu sana tanimadigimiz insan :

Her gun geçtigimiz sokaktan sende geçtin, onune bakarak yurudun, ust geçiti kullandin, sonra otobus duragina gittin. Otobuse bindin kulaginda kulaklik, sagina soluna pek bakmadin. Aksam dondun, kendine bir kahve aldin ve evine dogru yurudun. Ayni marketten ekmek aldin yine.
Biz de sen o sokakta yururken tam arkandaydik. Hatta bazen yanyana durup simitte aldik, sen bizim paralarimizi bir turlu cuzdanimizda bulamamamiza sinir oldun, bizse sabahin o saatinde senin gicik haline anlam veremedik. Ayni ust geçidi kullanirken sen onumuzdeydin, mp3 çalarindan sarki seçtigin için birara merdivenlerde yavasladin, arkandan biz sinir olduk. Sonra sen otobuse binerken de senin onune geçtik. Belki de oturacagin son bos koltuga oturduk.
Sen kendi rutininde belki baska sehirdeydin, bizse burada. Belki mp3 çalardaki sarkilar tesaduf etti, belki de birara yuzunu gosteren gunesi gorup gulumseyen hallerimiz. Sen de sigarasini hizlica sondurup otobuse binenlere kufur ettin içeriyi nikotin kokuttular diye. Seni gormelerine inat sana çarpanlara, yere tukurenlere, bombos yuruyen merdivenlerde basamaklari isgal edenlere… Sonuç : ne sen bizi, ne biz seni tanidik.
Senaryoyu soyle yazalim : Sokakta yururken sen birara kafani kaldirdin, karsidan biz geliyorduk. Kendinden hiç beklemedigin birseyi yapiverdin birdenbire. Gulumsedin. Biz de sana gulumsedik. Saatine baktin : 08:05. Ertesi gun ayni yoldan geçerken saatine bakindin durdun. Bu sefer 07 :55. Yine yanindan geçtik, sen yine gulumsedin. Bu saatte ve bu sogukta yanliz olmadigini fark ettin. Sonra simitçide karsilastin onlarla, sonra durakta, sonra misircida. (Yanliz oldugunu fark eden her insan gibi biz de bu senaryoyu tercih ettik.)
Biz ne yaptik ? Sen konusmadan konusmama karari aldik. Bu kararin sonucunda da sen bir daha o yolda o saatte geçmedin, bizde tekrar kaldirimlardaki çukurlara bakarak yurumeye devam ettik.
Konussaydik ne olurdu ? Belki bu tesadufun sonucu her zaman tanimak isteyip de bir turlu taniyamadigin, karsilasamadigin insanla tanisacaktik. Hikayenin bu kismi daha pozitif. Yanlizliktan yabancilara tutundugunu çok yuzune vurmuyor. Ayrica etrafin o kadar kalabalikken, seni o kadar iyi tanimalarina ragmen herseye siçan insanlarin yaninda bu tanimadigin « yabanci » belki de hayatini oyle bir doldurucakti ki, sen de geçmisine uzulmeyi birakicaktin iste. Etrafin belki bu yabancilarla dolu hep senin onlarla konusmani bekleyen. Ve belki hepsinin kafasinda da ayni soru.

« All the lonely people, where do they all come from ?
All the lonely people, where do they all belong ? »

Eleanor Rigby gibi bizde bu sorulari soruyoruz tabiki. Tum bu yanliz insanlar sen nerden geliyorsan oradan geliyor iste. Ayni rutinin içinde sikisip kalmis, ve bu yuzden de geçmisinden silkelenip kurtulamamis insanlar. Dahasi yeni insanlara guvenemeyenler. Her yanlizlik çeken de bunlari dusunmez miydi ama ? Sabahin sogugunda o ust geçitten tek geçen bitek sen olmak istemezsin. O « yabancilar » da senin hayali arkadasin olur iste.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder